utangaç ama arzuluydu

Merhaba, Ben Kayseride yaşamını sürdürmekte olan 176 boylarında ,yeşil gözlü kumral ile sarışın arası, vücudu boyuyla doğru orantılı yakışıklı sayılabilecek bir bayım.Hayat felsefem kendisine saygısı olmayanın başkasına da saygısı olmaz ilkesi olarak anlatılabilir.İnsan hayatında düzeyli birlikteliklerin yeri ve önemi çok büyüktür.Seks ise hayata tad veren, renk katan en önemli aktivitelerden biridir.Üstelik bu zevki yaşayabilmek için dünyada o kadar çeşitli fırsatlar mevcut ki insanın kendisiyle gurur duyması gerek bence.Neden burada oluşuma dair farklı bir pencere açarak sizlere kendimi biraz daha tanıtmaya çalışıyorum.Sonuçta insanın kendi içindeki fırtınalara rağmen gemisini dengede tutarak güvenebileceği limanlara ulaştırması gerekiyor.ve hepimiz seks konusunda bir limana ihtiyaç duymaktayız.Benim gayem karşımdaki insanın kişisel bilgileriyle ilgili ayrıntıları geride bırakarak kendini özel hissedebileceği, yüreğinde ve dimağında gizli kalmış duygularını, en seksi en romantik ve de en vahşi fantezileri paylaşabileceği bir sırdaş olmak istiyorum.( ) Bunun için aranızdayım. Bu bölümü burada bitireyim ve hikayemi izninizle aktarayım.Klasik olarak her sabah 6.30da kalkan ve işine gitmek için otobüse binen bir kişiyim.Dolayısıyla insan hergün aynı kişilerle yolculuk yaparak bir nevi o insanlarla bir olguyu yaşamış oluyor.Sonuçta da bir iki kızla hergün kaçamak olarak birbirini süzen bakışlar bir süre sonra kendisini cesur,kışkırtıcı ve davetkar kesişmelere bırakıyor.Benim fantezim de buradan başlıyor elbette.Haftanın en az 3-4 günü beraber yolculuk yapıyoruz 1-2 senedir.Boyu 165ten biraz daha uzun, hafif ama gerçekten çok hafif balık etli.Fakat kapalı giyindiği için vücut hatları çok fazla belli olmuyor.Bunun tek istisnası her zaman kabarık duran ve bu nedenle benim ona olan arzularımın ilk ateşini yakan kalçaları.Ömrüm boyu dürüst ve seviyeli olmaya çalışan birisiyim ve bu nedenle çevremdeki insanları rahatsız etmemek adına çok fazla vücut ayrıntılarını incelemem.Ama onu gördüğüm anda bütün ilkelerimi bir kenara bırakmak zorunda hissettim kendimi.Beni ona resmen sürükleyen bişeyler vardı kesinlikle.Benim hayalimdeki ismi Hülya.Bu isim onu biraz daha kışkırtıcı hale getiriyor bence.Aramızdaki ilk temas çok masum bir şekilde gerçekleşti aslında.Sabahın o yoğunluğunda ikimiz de oturacak yer bulamamıştık ve bu nedenle yan yana ayakta yolculuk etmemiz gerekmişti.Tutmuş olduğum tutamakta biran için onun elinin de olduğunu farkettim ve rahatsız etmeyecek bir tavırla yavaş yavaş eline temas ettim.Sıcaklığını hissetmiştim.Aylardır içimi yakan ateşin boşuna olmadığını anlıyordum.Çekingen de olsa o da bu oyuna katıldı.Başparmağımla avuçiçini yokluyordum o ise dikkatle çevreye bakınıyor bir yandan da kokumu içine çekmek istercesine bana yakınlaşıyordu.Ellerimiz biran için birleşir gibi oldu ve o anda tebessüm ettiğini aynı zamanda yüzünün hafif pembeleştiğini gördüm.İçimdeki fırtına kabarmaya başlamıştı.Evet evliydim, mutlu bir beraberliğim vardı ama bu kadından aşırı derecede hoşlanıyordum.Onun da benim gözlerime bakarken içinin ürperdiğinden adım gibi emindim.Oysa ki o da evliydi.Sürekli takip ettiğim için bunu öğrenmiştim.Belki de aramızdaki ilişkiyi bu denli heyecanlı kılan da bu yasaklık hislerimizdi.İkimizde adım atmakta olduğumuz yönün tehlikeli olduğunun farkındaydık ama aynı zamanda gönüllerimiz bir çağlayan olmuş birbirine akıyordu.İneceğim durağa yaklaşmıştım içimden lanet okuyarak kapıya doğru yaklaştım ve o anda gözgöze geldik.Dudak uçlarındaki o şuh titremeyi farkettiğim anda yüreğimde bir hoplamayla beraber cız eden birşeyler olduğunu anladım üstelik benim penisin de çevresine bakmakta olan bir aslan heybetiyle kabardığını hissederek arzu dolu bir tebessümle Hülyamı selamlayarak indim.Artık geri dönüşün olmadığının farkındaydım. O gün ve gece geçmek bilmedi.Eşimle fazla konuşmadım ve erkenden yattım.Sabahı iple çekiyordum.Fakat sabah büyük bir hayal kırıklığına uğradım.Yoktu.Sonraki günler de gelmedi.İki hafta geçmişti ve ben artık ümidimi kaybetmiş hatta kendime kızmaya başlamıştım.Amacım asla onu ürkütmek değildi.Ve bir Perşembe günü bir kuğu gibi süzülerek bindi otobüse.O beyaz uzun pardesüsü onu gelinlik içinde bir prenses kadar hoş ve alımlı kılıyordu.Süzülerek yanıma kadar ilerledi.Gözlerinde herzaman görmeye alıştığım parlaklık yerini büyük bir hüzüne bırakmıştı sanki.Beni böyle düşünmeye iten şeyi kısa bir an sonra farkettim.Gözünün altında oluşan ve fondoten ile kapatmaya çalıştığı bir morluk vardı.Anlamıştım.Kocası dövüyordu onu.Demekki bu sefer dayak fazla ileri gitmişti ve utancı nedeniyle işine böyle bir ara vererek güzel bir mazeretle izne ayrılmıştı. Şimdi ise sevgi arayan gözlerle bana bakarak yaklaştı ve tam önümde olacak şekilde durarak bana arkasını döndü.Otobüsün ani hareketlerinde o muhteşem kalçalarını kasıklarıma sürüyor ve yavaş hareketlerle başımı döndürüyordu.Nefesimi yüzünde hissediyordu ben de onun parfümle karışık kadınsı kokusunu.Etinin yumuşaklığı kapladı bedenimi. bir an bana döndü ve “beyefendi bu mektubu üzerindeki adrese postalarmısınız?Rica etsem.Ben işten fırsat bulamıyorum.”Dedi ve yaptığı numaranın anlaşılmaması için gerekli pul parasını da sıcacık elleriyle avucuma bıraktı.Oysaki ben mesajı coktan anlamıştım.Artık o da beni istiyordu.Kocasından, boşyere geçen yıllarından hayattan kendisinden herşeyden intikam almaya karar vermişti ve ben bu tehlikeli oyunun en çaresiz aktörü konumundaydım çünkü ona asla hayır deme şansım yoktu.Ne duygularım ne de doyumsuz arzularım buna müsade ederdi. Sonra bütün vücudunu biran için kollarıma bıraktı kadınlığını tüm sıcaklığıyla bana sundu ve yavaşça ayrıldı.Artık inme vaktinin geldiğini anlamıştım.Elimdeki mektup ateşş gibiydi ve elimi değil sanki yüreğimi yakıyordu.Sabırsız ifadelerle iner inmez açtım zarfı ve hemen okumaya koyuldum.Tahmin ettiğim gibiydi işte.Önce yaşadığı sıkıntıları duyguları kısaca özetleyen ama daha çok bana olan karşı konulamaz arzularını en samimi haliyle anlattığı ve nihayetinde de akşam kocasının içmek için gelmeyeceği ve evine gelmemi beklediğini belirttiği ve ömrümün zaferini kazandığım satırlar. İşten erken çıktım bir hamama gidip güzelce temizlendim gerekli temizliğimi yaptım.Mükemmel olmak istiyordum.Gerdek gecesine hazırlanan bir damat toyluğundaydı duygularım.mis gibi kokular süründüm.Ve jöleli ıslak saçlarla kendimi kapısının önünde buldum hiç bekletmeden kapı aralandı kolumdan arzuyla içeri çekti beni.Kapıyı kapatır kapatmaz dudaklarıma uzun bir Fransız öpücüğü yapıştırdı.Dilini ağzımın içinde dolaştırıyordu ve dudaklarımı yemeye çalışıyordu sanki.Sabahki kıyafetler vardı üzerinde.Başı kapalıydı hala, gözlerinde sürmesi ve dudağına yeni sürdüğü hafif rujun dışında herşeyiyle aynıydı.Göğsünün heyecanla inip kalktığını hissediyordum çünkü göğsüme yastlanmıştı ve memelerinin yumuşaklığı sarıyordu göğüs kaslarımı.O arzulu öpücüğü dudaklarımda söndüren kadınla bu başı kapalı masum kadın öylesine çelişki doluydu ki ona kayıp gidiyordu bütün aşklarım ve hasretim.Beline sarıldım kasıklarını kasıklarıma bastırdım arzuyla.Bir vücut olmuştu iki ateşli beden.Uçarak koşarak çağlayarak akıyordu gözlerimiz birbirine ve gözlerine baktıkça daha çok öpüp ısırıyordum dudaklarını.Eminim sabah ikimizin dudakları da mosmor olacaktı ama bu inanın ikimizin de umrunda değildi o anda.Kayarak odanın ortasına doğru ilerledik bu arada birbirimizi telaşla vahşice adeta birbirimizi yırtarak soyuyorduk.Geçen her saniye arzularımızı körüklüyor ve daha fazla geç kalmamak için biraz daha fazla acele ediyorduk.kısa süre sonra ikimiz de çırılçıplak kalmıştık ve o anda anladım beni ona bağlayan o muhteşem güzelliği.Göğüsleri olgun irilikte ve dimdikti.Göğüs uçları kahverengi bir zeytin tanesi gibi kararmıştı ve uçları dimdik olmuştu.Kalçası şehvetle kabarmış ve üzerindeki araziyi muhteşem bir bombeyle tamamlayan bir dağın ulaşılamamış zirvesi gibiydi.En ufak bir pürüz dahi yoktu,sımsıkıydı eti ve bir okadar da yumuşacıktı üstelik.Sanki ağzına aldığında eriyip dağılıveren pammuk şekeri gibiydi göğüs uçları.Ama dopdoluydu.Hayata arzuyla şehvetle.. Yavaşça indi aşağıya doğru.göğsümü öperek ve daha sonra göbeğimi; iki bacağımın arasına doğru uzanan kaslarda dolanıyoru dili ve de kan kırmızı dudakları.Avuçlarının arasına aldığı 15 cmlik penisimi sevgi ve şefkat dolu gözlerle süzdü biran için.Aylardır bu anı arzuladığı belliydi.Hergece içen ve sızıp kalan bir serserinin böylesine sevgiye muhtaç bir kadını hiçbir şekilde tatmin edemeyeceği çok açıktı.Göğsü heyecanla kabarmaya başladı gene.Terden sırılsıklam olmuş memeleri iyice dikleşmiş göğüs uçları yuvasında ayağa kalkarak korku ve merak dolu gözlerle çevreyi kolaçan eden bir gelincik gibi uyanmıştı.Sonra dilinin ucu penisimin baş noktasındaki pembelikle birleşti biran için.Aşağıdan yukarıya doğru yapılan hareketle penisimin ucu iyice ayağa kalkıyor ve ben ereksiyonun doruklarına doğru engellenemez bir yükselişe geçiyordum.Dilinin penisimin başıyla olan bu çılgınca tanışmasını erkekliğimin tamamını ağzına almasıyla yepyeni bir oyun takip etti.Sikim ağzının içine tamamen yerleşmiş ve doldurmuş olduğu bu ıslak boşluğun verdiği huzurla daha da genişlemiş ve sertleşmişti.Bir iki dakika boyunca ellerinin yardımıyla yaladı penisimi.Sanki doymak bilmiyordu.Bense saçlarından sertçe kavrıyor ve başını vücuduma doğru çekerek yarağımın ağzının içinde mümkün olduğunca ilerlemesi için kalçamı ileri hareket ettiriyordum.Yarağım sırılsıklam olmuştu ve oldukça da boşalmaya yaklaşmıştı.Saçlarından tuttum onu sertçe ayağa kaldırdım bana bir hizmetçi gibi itaat etmeye başladı.Bu oyundan hoşlandğı anlaşılıyordu.onu ters çevirdim ve yatağının üzerine yatırdım şimdi kasıklarım ve onun kalçası birbirini bulmuştu sanki otobüste yarım kalan işimizi tamamlamak ister gibiydim.kalçasının üzerinde sağa sola hareket ederek penisimin en uygun pozisyonu alarak yerleşmesini sağladım.Saçları hala elimdeydi ama artık daha yumuşak dokunuşlarla başını yastığa bıraktım.Omzunu ve boynunun altını yalıyordum.sonra kulak memelerini.ensesini bütün kıvrımlarına değiyordu dilim ve çenesinin yanağıyla birleştiği en hassas noktalarda ıslak ıslak geziniyordu dilim.Sık sık nefes alıp vermeye başlamıştı iyice tahrik olmuştu belliki.O ana kadar hiç konuşmamıştık.”başını hafif yana ve geriye doğru çevirdi ve “aşkım” dedi ve sonra dudaklarımız hiç ayrılmamacasına birleşti sımsıkı.koskoca dünyada sadece ikimiz vardık ve bize dar geliyordu sanki.hani bir yanardağ ateşi iyice yükselir sıkışır sıkışır ve sonra önündeki hiçbir engeli dinlemeden patlayıverir ve karşısına çıkan herşeyi yakıp yıkarak silip süpürüverir ya bizim çılgınca arzularımız da bütün korkularımızı, ilkelerimizi ve doğrularımızı paramparça etmiş ve bizi çırılçıplak halde birbirimize sunuvermişti. Uzun süre bu şekilde ateşlice ve birbirimizin tadını çıkartarak seviştik.Artık ikimizde birbirimizin vücudunu o mahallin yerlisiymişçesine tanıyor birbirimizin zevk noktalarını biliyorduk.İşte zamanı gelmişti.Kasıklarının altına yastığı koyduk.Ben oto tamiri için arabanın altına giren bir usta maharetinde amının altına yattım ve dilimi o balımsı tat veren ipek yumuşaklığındaki organın en güzel kıvrımlarına sokarak yalamaya başladım.Dakikalarca süren önsevişmemiz amı sırılsıklam hale getirmişti ve bilmem kaçıncı defa gelen zevk suyu amının baldan daha da tatlı bir hal almasını sağlamıştı.Amının bir iki dakika daha yalayıp iyice ayrılmasını ve bir şeftali kıvamında iki parça görünebilir biçime gelmesini arzuluyordum.Dilimin klitorise her teması ve amının yarığı arasında her gidişi Hülyamın amını dilime biraz daha yaklaştırmasını sağlıyor ve bu ama daha fazla hükmetmem olarak bana geri dönüyordu.Üstelik nefes almanın daha zor olduğu bu pozisyonda burnumun delikleri güzel bir kokuyla süslenmiş olduğu belli olan am kokusuyla doluyor ve buram buram am soluyordum.Daha fazla dayanamadım ve onu belinden kavrayarak altıma çektim hemen.Bacaklarının omzuna doğru geriye ittim bu pozisyon bir kadının amının tüm çıplaklığı ve kabarıklığıyla gözler önüne serildiği nadir bir kaç pozisyondan birisidir.Bacaklarını elimlye sürekli başına dik tutmaya çalışıyordum bir yandarn.Diğer yandan kanla dopdolu hale gelmiş ve ucu arzuyla yanmakta olan yarağımı o dünyanın en ateşli ve günah dolu organına dayadım ve yarağımın başını amın iki ayrımın tam ortasına yerleştirdim.Yavaşça kalçalarımdan güç alarak ilerledim işte içerdeydim ve beklediğimden daha güzeldi.Çünkü gerçekten daracıktı üstelik sevişmenin de etkisiyle iyice kabarmış ve bu daha da darlaşmasını sağlamıştı.İleri geri gitmeye başladım.Kontrol benim elimdeydi vnceleri, sonra o da altımda hareket etmeye başladı.İkimizin ahenkle yaptığı hareketler yarağımın amının taaa derinliklerine kadar girmesini sağlıyor ve doruğa ulaştığı noktalarda hafif inlemelerle nağmeleniyordu.Bu arada dudaklarımı iyice ısırıyor ve kanımın ekşi tadı ikimizinde gözlerinde hayvani bir pırıltının biran için parlayıp yokolmasını sağlıyordu.İyice vahşileşmiş gibiyydik ben daha da sert hareketlerle yarağımı amına köklüyordum o ise “hadi hadi soksana ttaşakları da soksana”diye kendinden geçmişçesine inliyordu.Tam boşalmak üzereyken altımdan kayıverdiğini hissettim.Sonra beni sırtüstü yatırdı.Yavaşça yarağımın üstüne oturdu.Ata binen bir köylü güzeli gibi salınıyor ve yarağımın onbeş santimini de içine almak için büyük bir gayret sarfediyordu.sonra titremeye başladı ve daha da hızlı hareket etmeye.Kalçası hızlı hareketlerle inip kalkıyor vahşice soluk alıp veriyor ve sürekli inliyordu.Kendinden geçmet üzereydi ve anladığım kadarıyla boşalmak üzereydi.AHHH ohhh arası birkaç acı feryatla son bir kez daha inledi irkildi ve sonra başı göğsümün üzerine düşüverdi.Terden sırılsıklam olmuş saçları göğsümün üzerine gelişigazel dağılmıştı.Sevgi doluydu sımsıcaktı.bakışları verdiği nefes ve yüzünde boşalmanın getirdiği rahatlıkla yerleşmiş tebessümü.Hepsi sımsıcaktı.Ve benimdi.Bu güzelliklerin hepsinin bana ait olduğunu biliyordu.son bir kez daha “aşkım” dedi ve derin bir uykuya daldı.Bebek gibi, ilk defa ve huzurla.

Bir cevap yazın